Vitamin Takviyeleri
Vitamin takviyelerinin tüketimi, değişen içeriklere göre günlük alım düzeyleri artabilir ya da azalabilir. Bunun yanında bireylerin cinsiyetine, yaşına, kilo/boy indeksine, sağlık profiline göre günlük alım değerleri de değişebilir. Tüm bu kriterler göz önünde bulundurularak alınan vitamin takviyeleri, homeostazik dengenin sağlanmasında hayati bir önem taşır.
Diğer bir taraftan ağır diyetler uygulayan ve yeme bozukluğu yaşayan kişilerde mineral ve vitamin eksikliği oluşma riski fazladır. İlave olarak büyüme ve gelişme çağında çocuklarda ya da ileri yaşlarda kişilerde bazı vitamin ve mineral takviyelerinin alım düzeyleri artabilir.
Bu alım düzeyleri dikkate alınmadığında öncelikle beyin ve hafıza gelişiminde olumsuzluklar, kas kütlesinde zayıflama, yeterli boy uzamaması, motor becerilerde zayıflama gibi sağlık sorunları görülebilir. Bu bileşenlerin hemen hemen hepsi vücudun onarımı, yenilenmesi ve büyümesi adına aktif görev alır.
Ayrıca günümüzde toprak ve mahsul verimliliğinin düşmesine bağlı tüketilen gıdalardan yeterli vitamin ve mineral alınmadığı da bir gerçektir. Bu nedenle kişi, dengeli beslense de depoları yeterince dolmayabilir, eksikliğin giderilmesi için de vitamin takviyelerinin zorunlu olduğu dile getirilir.
Hangi Durumlarda Vitamin Takviyesi Kullanımı Gerekir?
Vitamin takviyeleri kullanım amaçları, kişinin rahatsızlıklarına ve beslenme eksikliklerine göre değişkenlik gösterebilir. Bu anlamda vitamin takviyelerinin kullanılmasının nedenleri aşağıdaki gibi listelenebilir:
- Bağırsak florasını etkileyen rahatsızlıklar ve sindirim problemleri, bu içeriklerin emilimlerini negatif etkiler. Buradan hareketle çölyak ve gluten hassasiyeti olan kişiler öncelikle etkilenen gruptadır. Devamında ince bağırsak girişinde ülser, gastrit, ülseratif kolit, crohn hastalığı gibi problemler emilimi bozabilir. Böylece kişinin yüksek dozlarda vitamin ve mineral takviyeleri alması gerekebilir.
- Hamilelik döneminde hem anne adayı hem de bebek için önerilen bazı vitamin takviyeleri bulunur. Özellikle fetüsün gelişimi ve beyinsel aktivitesinin artması adına bu bileşenler kritiktir. Aynı zamanda erken doğum riskinin engellenmesi, bebeğin normal ağırlıkta doğması ya da bebeğin bedensel anomalisinin engellenmesinde aktif rol alabilir. Ek olarak emzirme döneminde anne sütünün artması, annenin depolarının dolması adına vitamin takviyeleri büyük destek sağlayabilir.
- İleri yaşlarda kadın ve erkeklerin vitamin takviyelerine duyduğu ihtiyaçlar değişebilir. Bu anlamda menopoz sonrası kadınların kemik erimesi riskinin artması, D ve K gruplarına desteği öncelikli hale getirebilir. İleri yaşlarda A ve C gruplarının eksikliği ise görme fonksiyonlarının zayıflaması ve diş problemlerine davetiye çıkarabilir.
- Obezite, otoimmun hastalıklar, insülin direnci ya da tip 2 diyabet gibi kronik hastalıkları olan kişilerde ise sınırlı bir diyet programı uzmanlar tarafından uygulanabilir. Bu süreçte hayati önem taşıyan bileşenlerde eksiklikler oluşabilir ve böylece kişilerde eksikliğin yükselmesi, takviye edici ürünlere ihtiyacı artabilir.
- Güneş ışığının yetersiz kaldığı bölgelerde D2’nin D3 grubuna dönüşmesinde sorun yaşandığı için dışarıdan alınması gerekebilir.
- Sigara, madde bağımlılığı ya da alkol gibi zararlı maddeleri sıkça kullanan kişilerde ise depoların boşalma riski artacağı için yüksek miktarlarda destek ürünler kullanılabilir.
- Çocukların öğrenme kapasitelerinin artması, IQ düzeylerinin yükselmesi, vücut gelişimin desteklenmesi adına destekleyici ürünler kullanılması oldukça önemlidir. Bu yönde çocuk vitaminlerini kompleks halinde alarak zengin içerikli ürünlerin tüketilmesi tavsiye edilir.
Takviyelerin Doğru ve Akılcı Kullanımı Nasıl Olmalıdır?
Bu ürünlerin doğru kullanımında dikkat edilecek bazı hususlar aşağıdaki gibi sıralanabilir:
- Bazı gruplar birlikte alındığında sinerjik etki oluşturarak vücutta biyoyararlılığını artırabilir. Örnek verilecek olunursa D ve K gruplarının birlikte alınması, kalsiyum düzeyinin daha hızlı yükselmesine katkı sağlayabilir. Diğer bir taraftan A ve E grubunun K vitaminiyle alınması önerilmez, birlikte alındığında emilim ve yapısal bozulmalara neden olabilir.
- C grubunun asidik formda bulunması nedeniyle mide asidi problemi yaşayanların yemeklerle birlikte alınması önerilebilir.
- A,D,E, K grupları yağda çözündüğü için genellikle yağlı yiyeceklerle tüketildiğinde maksimum verimlilik sağlayabilir. B ve C grupları, suda çözündüğü için günlük alımları önemlidir ve vücutta depolanmaz. Bu nedenle bol suyla beraber tek başına alınması tavsiye edilir.